Yeniden doğuş
Çok boktan
bir çağda yaşıyoruz, geliştiğimizi zannediyoruz ama aslında hem bizi insan
yapan şeylerden uzaklaşıyoruz. Varoluşumuzun daha gerisine dünyada gaz
bulutlarından başka bir şeyin olmadığı bir döneme doğru yol alıyoruz .
Çok basit düşündüğümde
bile bundan çok daha eski zamanlarda insanlar ,istediklerini varoluşlarının
gereği olarak şiddetle, kanla birilerini öldürerek elde edebiliyor, yada
istemediklerini yine bu şekilde cezalandırabiliyor ortadan kaldırabiliyorlardı. Günümüz çağında
bu mümkün olmuyor, varoluştan gelen güdüler içe atılıyor kapalı sandıklara
kapatılıyor, bu sandığa sığmıyor ve sapkınca eylemlere dönüşüyor. Oysa bundan bin yıl önce dünyada daha az
kadına tecavüz edildiğine, krallar yada soylu birkaç ibneden papazdan yada
hocadan başka kimsenin, küçük kızları becerdiklerini sanmıyorum. Öyle ki günümüzde, az miktar bir paraya bazı
ülkelerde legal olarak çocuk becerebiliyorsunuz . Cinsellik gibi birçok
varoluşsal güdümüzü, sandıklara kapatmaya çalışırken insan varoluşunun en
acımasız ve vahşi bir özelliği olan aç
gözlülüğümüzü , bencilliğimizi hala sürdürüp bununla övünür olduk.
İhtiyaç fazlamız o kadar çok ki bazen sadece
bu sebepten ölen insanlarımız oluyor, çok gitmeden ülkemize bile baktığımızda ,
bundan yüz yıl önce , ayağına giyecek ayakkabı bulamayan insanlarımız varken günümüzde bir dolap ayakkabıya sahip olan insanlar tanıyorum.
Hepimizden önce
devletlerimiz, zindanlarımız yapıyor bunu daha fazla, daha fazlası derken
onlarca insanı katletmiyoruz yakıyor kavuruyoruz , gerçi ne kadar olsa da ben savaşlara karşı
değilim aksine bunun dünyanın varlığını sürdürebilmesi için şiddetin, aç gözlülüğün
insan benliğine konulmuş tanrının bir
dokunuşu olarak görüyorum.
Balkonumda oturmuş sigaramı içerken, düşündüğüm şeyleri sizinle
paylaşmak istedim ,çağımız en iyi ve aynı zamanda en kötü yanlarından biride bu
değil mi nede olsa.